YIL 1942
GÜNLERDEN PAZAR
Karanlığımı aydınlatabilir misin?
Mumlarım söndüğünde, sevginle yakabilir misin?
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Eleni?
diye sorduğunda,
Yanıtı şu olacaktı:
Yatak odamızdaki, mavi komidinin üzerinde küçük kırmızı bir kutu var.
Git ve onu aç.
İçinde geçen sonbahardan topladığım, çınar yaprakları olacak.
Ve daha eskileride...
Eminim o günden daha sarı, belki kahverengine bürünmüşlerdir.
Bilirsin, ben küçük bir kız çocuğuyken;
Her sonbaharda, anemle birlikte dağlara yürüyüşe çıkardık.
Alışkanlık olacak.
O'gün bugündür, her sonbahar geldiğinde yaprak koleksiyonu yaparım.
Nedenini bende bilmiyorum aslında.
Sanırım işleri bitmiş olsalar dahi, yaşlı bir ihtiyarın bakışlarına ihtiyaç duyuyorum.
Kim bilir...
Annem savaşta öldü biliyorsun?
Yine bir sonbahardı.
Canım çok acıyor Dimitri! Çok çok çok.
Susuyorsun?
Nedenini sende biliyorsun?
Onun için sana son nefesimde, yazıklar olsun demeyeceğim.
Çünki buna bile gücüm kalmadı!
O kırmızı kutuda, çınar yapraklarının altında bir mektup bırakıyorum sana.
Orda her şey açıkca yazılmıştır.
Buna inanabilirsin...
Eleni! Eleni! Eleni,hadi uyan!
Ey büyük Allah'ım! Ben ne yaptım böyle?
Üzgünüm Eleni,çok üzgünüm!
Biliyorum, beni asla affetmeyeceksin!
*
Rüzgar mumları söndürür.
Yağmur şiddetini artırır.
Veranda da asılı rüzgar çanı yere düşer.
Eleni,artık ölmüştür!
*
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Dimitri kendine der ki:
"Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Dimitri?"
*
Yağmur şiddetini daha da arttırmıştır.
Pencere birden hışımla açılır.
Yağmur Eleni'nin yüzüne irişir.
Sanki, sonbahar onunla vedalaşıyormuşcasına.
*
Burda, tamda burada, kalbiniz titreyebilir.
Ve gözleriniz dolabilir.
"En azından benim doldu:("
Hayat ne garip bir trajedidir ki:
Öyle dosdoğru bir yolda ilerlerken, aniden hikayeniz değişir.
Ve yalpalarsınız.
İyi iyilikle buluşmaz,iyinin kardeşi Habil, ile Kabil gibi yan yana yürümüştür.
Bu çağlar boyu böyleydi.
Tarih tekerrür etmedikçe tarih, tarih olmaz...
*
Mektup kısmına gelince;
Mektup falan yoktu.
Eleni, mektup diye bıraktığım dediği şey, aslında çınar yapraklarının ta kendisidir.
Çünkü Eleni,Dimitri'yi affetmiştir .
Ona mektup diye çınar yapraklarını bırakır .
Gayesi kocasının onu , küçük bir kızın sevgi dolu yüreğiyle hatırlanmak istemesidir.
Çünki sevgi dolu yüreklerde asla eğrilik barınmazdı.
Eleni'de sevgili kocasının eğri değil, doğru bir kalple yaşamasını diliyordu.
Yani ,yaprak dediği o şeyde;
Eleni ,annesini ve mutlu geçirdiği çocukluk hatırasını ,kocasına armağan ediyordu.
Çünki Eleni,kocası Dimitri'yi ölümüne seviyordu... SON
Meral Meri
GÜNLERDEN PAZAR
Karanlığımı aydınlatabilir misin?
Mumlarım söndüğünde, sevginle yakabilir misin?
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Eleni?
diye sorduğunda,
Yanıtı şu olacaktı:
Yatak odamızdaki, mavi komidinin üzerinde küçük kırmızı bir kutu var.
Git ve onu aç.
İçinde geçen sonbahardan topladığım, çınar yaprakları olacak.
Ve daha eskileride...
Eminim o günden daha sarı, belki kahverengine bürünmüşlerdir.
Bilirsin, ben küçük bir kız çocuğuyken;
Her sonbaharda, anemle birlikte dağlara yürüyüşe çıkardık.
Alışkanlık olacak.
O'gün bugündür, her sonbahar geldiğinde yaprak koleksiyonu yaparım.
Nedenini bende bilmiyorum aslında.
Sanırım işleri bitmiş olsalar dahi, yaşlı bir ihtiyarın bakışlarına ihtiyaç duyuyorum.
Kim bilir...
Annem savaşta öldü biliyorsun?
Yine bir sonbahardı.
Canım çok acıyor Dimitri! Çok çok çok.
Susuyorsun?
Nedenini sende biliyorsun?
Onun için sana son nefesimde, yazıklar olsun demeyeceğim.
Çünki buna bile gücüm kalmadı!
O kırmızı kutuda, çınar yapraklarının altında bir mektup bırakıyorum sana.
Orda her şey açıkca yazılmıştır.
Buna inanabilirsin...
Eleni! Eleni! Eleni,hadi uyan!
Ey büyük Allah'ım! Ben ne yaptım böyle?
Üzgünüm Eleni,çok üzgünüm!
Biliyorum, beni asla affetmeyeceksin!
*
Rüzgar mumları söndürür.
Yağmur şiddetini artırır.
Veranda da asılı rüzgar çanı yere düşer.
Eleni,artık ölmüştür!
*
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Dimitri kendine der ki:
"Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Dimitri?"
*
Yağmur şiddetini daha da arttırmıştır.
Pencere birden hışımla açılır.
Yağmur Eleni'nin yüzüne irişir.
Sanki, sonbahar onunla vedalaşıyormuşcasına.
*
Burda, tamda burada, kalbiniz titreyebilir.
Ve gözleriniz dolabilir.
"En azından benim doldu:("
Hayat ne garip bir trajedidir ki:
Öyle dosdoğru bir yolda ilerlerken, aniden hikayeniz değişir.
Ve yalpalarsınız.
İyi iyilikle buluşmaz,iyinin kardeşi Habil, ile Kabil gibi yan yana yürümüştür.
Bu çağlar boyu böyleydi.
Tarih tekerrür etmedikçe tarih, tarih olmaz...
*
Mektup kısmına gelince;
Mektup falan yoktu.
Eleni, mektup diye bıraktığım dediği şey, aslında çınar yapraklarının ta kendisidir.
Çünkü Eleni,Dimitri'yi affetmiştir .
Ona mektup diye çınar yapraklarını bırakır .
Gayesi kocasının onu , küçük bir kızın sevgi dolu yüreğiyle hatırlanmak istemesidir.
Çünki sevgi dolu yüreklerde asla eğrilik barınmazdı.
Eleni'de sevgili kocasının eğri değil, doğru bir kalple yaşamasını diliyordu.
Yani ,yaprak dediği o şeyde;
Eleni ,annesini ve mutlu geçirdiği çocukluk hatırasını ,kocasına armağan ediyordu.
Çünki Eleni,kocası Dimitri'yi ölümüne seviyordu... SON
Meral Meri
Koca şehirleri kaybettik.
Nasıl başladığını hala bilmiyoruz.
Biraz zaman kazandık.
Ama bu bize biraz şans verdi.
Diğerleri savaşmanın bir yolunu buldu.
Savaşa biliyorsanız savaşın.
Birbirinize yardım edin.
Her şeye hazırlıklı olun.
Savaşımız daha yeni başladı.
Tabiat ana bir seri katildir.
Ondan iyisi yoktur.
Daha yaratıcısı da.
Ama tüm seri katiler gibi içinde yakalanma arzusu vardır.
Dünya Savaşı Z World War Z
Kimse çıkıp üstlenmezse, o dahice suçların ne anlamı var ki?
Bu yüzden; kırıntılar bırakır.
Zor olan kırıntıları görebilmektir.
O yüzden on yıl okursun.
Çünki ipuçları onlardır.
*Dünya Savaşı Z /World War Z*
"Bazen bir virüsün en acımasız yanı diye düşündüğün şey, aslında zırhının içindeki zaafıdır.
Zaaflarını güçlü yanıymış gibi kamufle etmeyi çok sever..."
Dünya Savaşı Z /World War Z
Hâlbuki dün ne azdık...
Sahi nerden çıktınız?
Hem de ansızın karanlıktan.
Biz hep oradaydık,
Orda...
...
Bizi kimse görmezdi
Öksüzlerin özelliği değil miydi
bir köşede kalmak?
Şimdi bayram.
Herkes bizi gördü.
Bir kaç gün için...
Meral Meri
....
Bir Kaç Gün
Bayram
Şimdi çoğaldık işte...
Hâlbuki dün ne azdık...
Sahi nerden çıktınız?
Hem de ansızın karanlıktan.
Biz hep oradaydık,
Orda...
Bizi kimse görmezdi
Öksüzlerin özelliği değil miydi
bir köşede kalmak?
Şimdi bayram.
Herkes bizi gördü.
Bir kaç gün için...
Meral Meri
YIL 1942
GÜNLERDEN PAZAR
Karanlığımı aydınlatabilir misin?
Mumlarım söndüğünde, sevginle yakabilir misin?
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Eleni?
diye sorduğunda,
Yanıtı şu olacaktı:
Yatak odamızdaki, mavi komidinin üzerinde küçük kırmızı bir kutu var.
Git ve onu aç.
İçinde geçen sonbahardan topladığım, çınar yaprakları olacak.
Ve daha eskileride...
Eminim o günden daha sarı, belki kahverengine bürünmüşlerdir.
Bilirsin, ben küçük bir kız çocuğuyken;
Her sonbaharda, anemle birlikte dağlara yürüyüşe çıkardık.
Alışkanlık olacak.
O'gün bugündür, her sonbahar geldiğinde yaprak koleksiyonu yaparım.
Nedenini bende bilmiyorum aslında.
Sanırım işleri bitmiş olsalar dahi, yaşlı bir ihtiyarın bakışlarına ihtiyaç duyuyorum.
Kim bilir...
Annem savaşta öldü biliyorsun?
Yine bir sonbahardı.
Canım çok acıyor Dimitri! Çok çok çok.
Susuyorsun?
Nedenini sende biliyorsun?
Onun için sana son nefesimde, yazıklar olsun demeyeceğim.
Çünki buna bile gücüm kalmadı!
O kırmızı kutuda, çınar yapraklarının altında bir mektup bırakıyorum sana.
Orda her şey açıkca yazılmıştır.
Buna inanabilirsin...
Eleni! Eleni! Eleni,hadi uyan!
Ey büyük Allah'ım! Ben ne yaptım böyle?
Üzgünüm Eleni,çok üzgünüm!
Biliyorum, beni asla affetmeyeceksin!
*
Rüzgar mumları söndürür.
Yağmur şiddetini artırır.
Veranda da asılı rüzgar çanı yere düşer.
Eleni,artık ölmüştür!
*
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Dimitri kendine der ki:
"Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Dimitri?"
*
Yağmur şiddetini daha da arttırmıştır.
Pencere birden hışımla açılır.
Yağmur Eleni'nin yüzüne irişir.
Sanki, sonbahar onunla vedalaşıyormuşcasına.
*
Burda, tamda burada, kalbiniz titreyebilir.
Ve gözleriniz dolabilir.
"En azından benim doldu:("
Hayat ne garip bir trajedidir ki:
Öyle dosdoğru bir yolda ilerlerken, aniden hikayeniz değişir.
Ve yalpalarsınız.
İyi iyilikle buluşmaz,iyinin kardeşi Habil, ile Kabil gibi yan yana yürümüştür.
Bu çağlar boyu böyleydi.
Tarih tekerrür etmedikçe tarih, tarih olmaz...
*
Mektup kısmına gelince;
Mektup falan yoktu.
Eleni, mektup diye bıraktığım dediği şey, aslında çınar yapraklarının ta kendisidir.
Çünkü Eleni,Dimitri'yi affetmiştir .
Ona mektup diye çınar yapraklarını bırakır .
Gayesi kocasının onu , küçük bir kızın sevgi dolu yüreğiyle hatırlanmak istemesidir.
Çünki sevgi dolu yüreklerde asla eğrilik barınmazdı.
Eleni'de sevgili kocasının eğri değil, doğru bir kalple yaşamasını diliyordu.
Yani ,yaprak dediği o şeyde;
Eleni ,annesini ve mutlu geçirdiği çocukluk hatırasını ,kocasına armağan ediyordu.
Çünki Eleni,kocası Dimitri'yi ölümüne seviyordu... SON
Meral Meri
GÜNLERDEN PAZAR
Karanlığımı aydınlatabilir misin?
Mumlarım söndüğünde, sevginle yakabilir misin?
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Eleni?
diye sorduğunda,
Yanıtı şu olacaktı:
Yatak odamızdaki, mavi komidinin üzerinde küçük kırmızı bir kutu var.
Git ve onu aç.
İçinde geçen sonbahardan topladığım, çınar yaprakları olacak.
Ve daha eskileride...
Eminim o günden daha sarı, belki kahverengine bürünmüşlerdir.
Bilirsin, ben küçük bir kız çocuğuyken;
Her sonbaharda, anemle birlikte dağlara yürüyüşe çıkardık.
Alışkanlık olacak.
O'gün bugündür, her sonbahar geldiğinde yaprak koleksiyonu yaparım.
Nedenini bende bilmiyorum aslında.
Sanırım işleri bitmiş olsalar dahi, yaşlı bir ihtiyarın bakışlarına ihtiyaç duyuyorum.
Kim bilir...
Annem savaşta öldü biliyorsun?
Yine bir sonbahardı.
Canım çok acıyor Dimitri! Çok çok çok.
Susuyorsun?
Nedenini sende biliyorsun?
Onun için sana son nefesimde, yazıklar olsun demeyeceğim.
Çünki buna bile gücüm kalmadı!
O kırmızı kutuda, çınar yapraklarının altında bir mektup bırakıyorum sana.
Orda her şey açıkca yazılmıştır.
Buna inanabilirsin...
Eleni! Eleni! Eleni,hadi uyan!
Ey büyük Allah'ım! Ben ne yaptım böyle?
Üzgünüm Eleni,çok üzgünüm!
Biliyorum, beni asla affetmeyeceksin!
*
Rüzgar mumları söndürür.
Yağmur şiddetini artırır.
Veranda da asılı rüzgar çanı yere düşer.
Eleni,artık ölmüştür!
*
Yıl 1942
Günlerden Pazar
Dimitri kendine der ki:
"Bugünü diğer günlerden farklı kılan nedir Dimitri?"
*
Yağmur şiddetini daha da arttırmıştır.
Pencere birden hışımla açılır.
Yağmur Eleni'nin yüzüne irişir.
Sanki, sonbahar onunla vedalaşıyormuşcasına.
*
Burda, tamda burada, kalbiniz titreyebilir.
Ve gözleriniz dolabilir.
"En azından benim doldu:("
Hayat ne garip bir trajedidir ki:
Öyle dosdoğru bir yolda ilerlerken, aniden hikayeniz değişir.
Ve yalpalarsınız.
İyi iyilikle buluşmaz,iyinin kardeşi Habil, ile Kabil gibi yan yana yürümüştür.
Bu çağlar boyu böyleydi.
Tarih tekerrür etmedikçe tarih, tarih olmaz...
*
Mektup kısmına gelince;
Mektup falan yoktu.
Eleni, mektup diye bıraktığım dediği şey, aslında çınar yapraklarının ta kendisidir.
Çünkü Eleni,Dimitri'yi affetmiştir .
Ona mektup diye çınar yapraklarını bırakır .
Gayesi kocasının onu , küçük bir kızın sevgi dolu yüreğiyle hatırlanmak istemesidir.
Çünki sevgi dolu yüreklerde asla eğrilik barınmazdı.
Eleni'de sevgili kocasının eğri değil, doğru bir kalple yaşamasını diliyordu.
Yani ,yaprak dediği o şeyde;
Eleni ,annesini ve mutlu geçirdiği çocukluk hatırasını ,kocasına armağan ediyordu.
Çünki Eleni,kocası Dimitri'yi ölümüne seviyordu... SON
Meral Meri